Yarının işleri, daha da dijital, akışkan ve işbirliğini talep eden ortamlar içerecek.
Bu durum şu anda sahip olduğumuz becerilerle, yarın gerekecek beceriler arasında bir uçurum yaratıyor. En teknolojik olduğunu düşündüğümüz bilgi ve beceriler bile değişime karşı savunmasız.
Bir hayatta kalma stratejisi şu olabilir: teknik tarafta güncel kalmaya devam ederken, aynı zamanda insanları öteden beri özgün kılan becerileri geliştirmek.
Bu beceriler bazen soft, bazen insani, bazen tamamlayıcı, bazen de klasik beceriler olarak adlandırılıyor.
Tasarladığım kurslar bu becerileri ilerletmeyle ilgili ipuçlarını ve pratiğe geçirebileceğiniz adımları içeriyor. Özellikle yaratıcı düşünme ve problem çözme alanına odaklanıyorum.
Örneğin, referans alabileceğimiz sağlam süreçlerimiz olursa, belirsizlikle daha rahat başa çıkabiliriz. Bu amaçla, örneğin, tasarımcı zihniyeti uygulamaya başlayabiliriz.
Hızla değişen bir ortama adapte olabilmek için yaşam boyu sürekli ve etkili öğrenmeye öncelik verebilir, gelişme yolumuzu belirlerken ipleri kendi elimize alabiliriz.
Günbegün yeni problemlerin ve aynı zamanda yepyeni fırsatların oluştuğu bir dünyada, fikir akıcılığı ve yaratıcılığı ile problem çözme konusunda kendimizi geliştirebiliriz.